KadınPod #35 | Ebrar Karakurt

KadınPod'un 35. bölümünde, Türkiye Kadın Milli Voleybol Takımı’nda pasör çaprazı pozisyonunda oynayan Ebrar Karakurt’un hikayesini anlatıyorum. “Ben kendimim!” diyen Ebrar, önüne çıkan tüm kalıpyargıları da “OLABİLİR!” diyerek bir bir yıkıyor.

Bu yazıyı podcast olarak dinlemek için:


EBRAR KARAKURT

‘’Ya ben aslında bildiğiniz, sizin mahalledeki küçük kız Ebrar’ım. Voleybol topuyla uyuyan, bu sporla yatıp kalkan, kendi hayatını ve hayalini yaşayan Ebrar… Samimi ve doğal. Ben istesem de rol yapamam ki, olduğum gibiyim. Sadece ben sizin kafanızda kurguladığınız, ‘’Bu kız bu şekilde yaşamalı’’ dediğiniz hayatı yaşamıyorum. Ben kendimim, Ebrar Karakurt.’’

Ne kadar da güçlü bir cümle değil mi? Ben kendimim. 2021 yazının bize en çok ilham veren isimlerinden biri oldu Ebrar Karakurt. Tam da bu sebeple, KadınPod’un 2. sezonuna kendisinin hikayesini anlatarak başlamak istedim. Hazırsanız ‘’olabilir’’ dediği her şeyi tek tek gerçekleştiren, bu güçlü ve oldukça renkli kadını hep birlikte tanıyalım. 

Ebrar Karakurt, 17 Ocak 2000 tarihinde Balıkesir’de dünyaya geliyor. Balıkesir DSİ Spor’da voleybola başladıktan sonra, Bursa’ya yerleşerek voleybola burada devam eden Ebrar, o dönemde hem eğitimini sürdürdüğü Bursa Bahçeşehir Anadolu Lisesi voleybol takımında ve hem de Bursa Büyükşehir Belediye Spor takımında oynuyor. Okul ve kulüp takımında göstermiş olduğu başarıların ardından Yıldız Milli Bayan Voleybol Takımı kadrosuna çağrılıyor ve Sırbistan’da yapılacak olan Balkan Şampiyonası’nda forma giymeye hak kazanıyor.

2016 yılından itibaren Vakıfbank’ta forma giymeye başlayan Ebrar, VakıfBank formasıyla hem yıldızlar hem de gençler kategorisinde Türkiye şampiyonlukları yaşıyor. 2017 yılında A takım ile antrenmanlara çıkmaya başlıyor, 2018 sezonunda ise Vakıfbank’ın A takım kadrosuna dahil ediliyor. Dikkatleri üzerine ilk çekişi, 2017-2018 sezonunda Vakıfbank ile Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonlar Ligi’ni (CEV Şampiyonlar Ligi) kazanması oluyor. Daha 17 yaşındayken bile, doğal ve renkli karakteri sayesinde akıllarda kalan bir isim haline geliyor. O günden itibaren, ‘’Genç yetenek’’ sıfatını yavaş yavaş geride bırakarak elit sporcu olarak tanımlanacağı bir döneme giriyor. 

Pasör çaprazı pozisyonunda oynayan Ebrar’ın boyu 1.96. Fakat bu uzunluk smaça zıpladığında 3.21, bloğa çıktığında ise 3.10 metreye kadar çıkabiliyor. 2017 U23 Dünya Şampiyonası’nda altın madalya kazanmasının ardından, 2018 yılı itibarıyla A Milli Kadın Voleybol Takımı ile maçlara çıkmaya başlıyor. 2018 Uluslar Ligi’nde ve 2019 Avrupa Şampiyonası’nda gümüş madalya kazanıyor. 2017 FIVB U18 Dünya Şampiyonası ve 2019 FIVB Milletler Ligi Finalleri’nde; ‘’En İyi Pasör Çaprazı’’ seçiliyor. 2020 sezonunda Vakıfbank’tan Türk Hava Yolları’na transfer oluyor. 28 Nisan 2021 tarihinde ise İtalyan takımlarından Igor Volley Novara’ya transfer olduğu ve 2 yıllık sözleşmeye imza attığı duyuruluyor.

Kariyer basamaklarını birbir tırmanırken, genç kadınları da unutmuyor Ebrar. Dezavantajlı bölgelerde yaşayan kız çocuklarına voleybol eğitimi vermek, yeteneklerini keşfetmelerini sağlamak ve bu bölgelerde yer alan okullarda kız voleybol takımları oluşturmayı amaçlayan, ‘’hayalim’’ olarak tanımladığı Ebrar Karakurt Akademi’yi kuruyor. Bu akademinin kendisi için ifade ettiği anlamı ise şu sözlerle anlatıyor; “Şans verilmemiş yetenekli, istekli çocukları gereken imkanlarla buluşturmak, mümkün olan en fazla yerde en fazla sayıda takım kurmak ve bu çocukların önünü açmak istiyorum. Sadece tek bir kız çocuğunun bile hayatına dokunmak benim için tarif edemeyeceğim kadar anlamlı.’’

Ve gelelim 2021 yazına.. Milli takım için kelimenin tam anlamıyla yoğun ve voleyboldan başka bir şey düşünecek zamanlarının olmadığı bir yaz oluyor. A Milli Kadın Voleybol Takımı; önce 25 Mayıs - 25 Haziran tarihleri arasında Uluslar Ligi’ne, sonra 25 Temmuz - 8 Ağustos arasında 2020 Yaz Olimpiyatları’na, son olarak ise 18 Ağustos - 4 Eylül tarihleri arasında Avrupa Şampiyonası’na katılıyor. Uluslar Ligi’ni 3., Olimpiyatlar’ı 5. ve Avrupa Şampiyonası’nı 3. sırada tamamlıyorlar.

Socrates Dergisi’nin Ekim 2021 sayısında, Caner Eler’in ‘’bu tempoyla nasıl başa çıktınız?’’ sorusuna Ebrar Karakurt şu cevabı veriyor; ‘’Eğer dünya çapında ses getiren, elit bir oyuncu olma hayaliniz varsa bunları baştan kabul etmeniz gerekiyor. Çünkü bu seviyede, böyle turnuvalara katılmadan, çalışmadan, mücadele etmeden bir şey elde edemezsiniz. Tabii ki hiç kolay değil, güçlü olmak ve devam etmek zorundasınız. Ben pes etmeyen bir oyuncuyum, eğer pes edersem sürdürülebilir bir başarı elde edemeyeceğimi biliyorum.’’

Gerçekten müthiş bir yaz yaşattılar bize.. Hatta, milli futbol takımımızı ve milli voleybol takımımızı izlerken zaman zaman farklı ülke takımlarını izliyormuş hissine çokça kapıldık. Kazanırken de, kaybederken de çok üstün bir takım oyunu oynadılar. Neden futbol ülkesi değil de, voleybol ülkesi olmalıyız üzerine birçok kişiyi derin düşüncelere sevk ettiklerine inanıyorum. Tabi voleybol takımımızı izlerken gelen ‘’ben başka bir ülkede miyim?’’ hissi gerçeklik algımızı bozsa da, maalesef sosyal medyaya girdiğimiz andan itibaren hangi ülkede olduğumuzu çok iyi hatırladık. Milli takımımız, son olimpiyat şampiyonu Çin’i set vermeden yendiğinde Ebrar hakkında ekşi sözlükte yazılan entrylerden bazıları şu şekildeydi; 

‘’testesteron kullanmıyorsa bir kadına göre topa baya iyi vuran voleybolcu’’

‘’ne biçim kız lan bu. erkekten devşirerek mi ürettik ne yaptık bilmiyorum, çok değişik bir fiziği var bu kızın. ama çat çat vuruyor smaçları Çin’in kafasına helal olsun, her nasıl ürettiysek iyi üretim yapmışız’’

‘’erkek gibi smaç vuruyor’’

‘’erkek gibi, bence çoğu erkekten daha erkek.’’

Ne acı ki, bunları yazan tiplerin bir çoğu bu şekilde karşısındakini övdüklerini sanıyorlar. Onlara göre ‘’erkek gibi’’ demek bir kadın için en ala övgü çünkü, daha ne desinler? Güzel bir maçın ardından, internette bunları okuduktan sonra cidden tepem atmıştı. Hatta tüm bu yazılanları da ekleyerek, kendi sosyal medya hesabımdan şöyle bir paylaşım yaptım: ‘’Görünüşe göre, Olimpiyatlardan sonra Türkiye’nin çeşitli yerlerinde kafayı testosteronları ve erkeklikleriyle bozmuş bazıları için rehabilitasyon merkezleri kurmamız gerekecek. Başta Ebrar olmak üzere, tüm kadın sporcularımız böylelerinin tedavi sürecini bugün itibarıyla başlattılar.’’

Gerçekten de öyle oldu ama, hatta bu rehabilitasyonun dozajı gitgide daha da arttı diyebiliriz. Çin maçının ardından, İhsan Şenocak tarafından paylaşılan bir tweetle birlikte tartışmanın boyutu çok daha farklı noktalara evrildi. Erkekliğini yüceltme ihtiyacı hissedenlerin yanına bir de apaçık kadın düşmanlığı yapanlar eklenmişti. Neydi o tweet? 

‘’İslamın kızı! Sen oyun alanlarının değil, imanın, iffetin, ahlakın, hayanın, edebin sultanısın; sen 'burnunu göstermekten utanan' anaların evladısın. Ekranlara ve sakallı ağabeylerinin popüler kültürün kurbanlarına 'sultan' demesine aldanmayasın! Umudumuz da, duamız da sensin!"

Çıkış noktası voleybol oynayan kadınlar için yazılan bu tweete herhangi bir şekilde mantıklı bir açıklama getirebilmek maalesef mümkün değil. Çok düşündüm bundan bahsetmeli miyim diye.. Sonra dedim, evet bahsetmeliyim. Muhafazakarlık adı altında yapılan kadın düşmanlığını daha çok konuşmalıyız. Hiç kimsenin kendi siyasi ya da manevi görüşleri üzerinden tek bir kadının dahi hayatını dizayn etme hakkı yoktur. Hele de bir erkeğin. Bir kadın nasıl yaşamak istiyorsa öyle yaşar. Her kadın kendi iman, iffet, ahlak ve haya tanımını kendi yapar. 

Olimpiyatlar boyunca, sabahın 8’i ya da gecenin 3’ü farketmeksizin maçlarını izleyebilmek için alarmlar kurarak uyandığımız bu güzel takımın başarılarını konuşacağımız yere bu tarz gündemlerle uğraşmamız yetmiyormuş gibi üstüne bir de Ebrar’ın Instagram’da yaptığı paylaşım sonrası cinsel yönelimi gerekçe gösterilerek hedef alınması geldi. Altını çizmek gerekir ki, kendisini hedef gösteren paylaşımlardan daha çok destek mesajı geldi. Özellikle de, kurumsal hesaplardan gelen destek mesajları önemli bir kırılma noktası oldu. Tartışmalara son noktayı koyan ise Türkiye Voleybol Federasyonu oldu. 

Milli Takımlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi ve Basın Sözcüsü Kurtaran Mumcu şu şekilde bir açıklama yaptı; "Ebrar Karakurt, Türk voleybolunun yetiştirdiği en önemli ve istikbal vaadeden oyuncularından biridir. Sahada cesur, yürekli ve savaşçı ruhu ile oynayan ülkesini ve bayrağını en iyi şekilde temsil etmek için terinin son damlasına kadar akıtan savaşçı sporcudur. Herkesin özel hayatı kendisine aittir. Gerisi lafı güzafdır.”

İngilizce’de ‘’game changer’’ diye bir terim var, Türkçe’ye ‘’ezberbozan’’ olarak çevirebiliriz. Ebrar Karakurt denilince böyle pembe neon ışıklarla zihnimde bu terim yanıp sönmeye başlıyor. Özgünlüğünden taviz vermeyişi, kararlı duruşu, oynadığı sporda maçın gidişatını değiştirecek kabiliyete sahip oluşu ile tam bir game changer. Üstelik henüz 21 yaşında olmasına rağmen artık gerçek bir ikon. Bu ikonluğunu da perçinleyen son olay Elidor için oynadığı reklam filmi oldu. Bir sabah uyandık ve şehrin tüm billboardlarından Ebrar bize bakıyor. Zamanlamasıyla, çekimleriyle ve verdiği mesaj ile gerçekten kusursuz bir reklamdı. Hele 8 Mart’ı beklememiş olmaları, kadın gücünün senenin her günü vurgulanabileceğini göstermeleri açısından alkışlanası bir duruştu.

Yine Socrates Dergisi’nin Ekim 2021 sayısında yer alan röportajda, reklam filmiyle ilgili düşüncelerini şu şekilde açıklıyor Ebrar; ’’Elidor’la bizi ortak paydada buluşturan farklı faktörler var. Birincisi genç kadınların güçlenmesine katkı sağlamak için yaptıklarımız. Ben bir süre önce kız çocuklarının spora katılımını teşvik etmek için Nike ve Sosyalben Vakfı desteğiyle Ebrar Karakurt Akademi’yi kurdum. ‘’Kendi Yolumuzda’’ ise Elidor’un genç kadınları hayallerinin peşinden gitmeleri için cesaretlendirmek amacıyla başlattığı bir proje. Bir yandan da ‘’Pozitif Güzellik’’ dedikleri bir bakış açısı var markanın. Güzellik tanımının tek bir çerçeve ile sınırlı olmadığını anlatan bir iş olduğu için ben de çok sevdim bu reklamı. Birlikte güzellik kavramına dair alışılagelmiş kalıp yargıları saç bakımı üzerinden sorgulayıp hepsine ‘’Olabilir’’ dedik.’’

Ne demişti Ebrar? ‘’Ben kendimim.’’ Gerçekten sen kendinsin Ebrar ve böyle çok güzelsin. Dilerim, tüm dünyada kadınların özgürce ‘’Ben kendimim.’’ diyebileceği günler çok yakındır. Başarılı, güçlü ve özgün duruşunla her yaştan kadına ilham verebilen özel bir karaktersin. ‘’Ben kendimim’’ diyebilmek için her gün mücadele etmek zorunda olduğumuz uzun bir yolculuktayız, bu yolculuk sırasında illa ki kıskananlar ve delirenler olacak. Biz de deriz ki, OLABİLİR!

Beni dinlediğiniz için çok teşekkür ederim. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!


KAYNAKÇA

Socrates Dergisi, Ekim 2021 sayısı

https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-58229356

https://en.wikipedia.org/wiki/Ebrar_Karakurt

https://voleybolunsesi.com/bahcesehirden-iki-yildiz-voleybolcu/

https://www.milliyet.com.tr/skorer/vakifbank-a-takimina-altyapidan-3-yeni-oyuncu-2693283

https://voleybolunsesi.com/2019-fivb-milletler-liginin-en-iyi-pasor-caprazi-ebrar-karakurt/

https://en.wikipedia.org/wiki/Volleyball_at_the_2020_Summer_Olympics_–_Women%27s_tournament

https://en.wikipedia.org/wiki/2021_FIVB_Volleyball_Women%27s_Nations_League

https://www.aa.com.tr/tr/dunyadan-spor/milli-voleybolcu-ebrar-karakurtun-novaraya-transferi-italyan-basininda/2224408

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye-milli-kadin-voleybol-takiminin-basarisi-ihsan-senocaki-rahatsiz-etti-1855165

https://onedio.com/haber/ebrar-karakurt-un-dezavantajli-kiz-cocuklari-icin-bir-voleybol-akademisi-kurdugunu-biliyor-muydunuz-1001353

YORUM YAPILMAMIŞ

YORUMUNUZU GÖNDERİN